Kâinatta dengeler hiçbir beşerin idrak edemeyeceği kadar mükemmel ve muhteşemdir. Bu mükemmel ve muhteşem dengeler sistemini her kes anlayamaz.
Sistemleri anlamayan insanlar olmazcılıktan kurtulup gerçekleri göremezler. Görseler bile yeterli aklı olmayanlar algılayamaz ve anlamazlar. Bu gerçeği, ilmi, mantığı ve irfanı yeterli düzeyde olmayanın anlamasını beklemek akla aykırıdır.
Çünkü aklî yeteneği olmayan hulüm akıldan nuhâ akla yükselemedikleri için hayvanî derekede kalırlar. Bu tür insanlar hicr akla, kalp akla ve lüb akla sahip olamadıkları için muhasebe yapma, mukayese etme yolu ile ibret alamazlar ve meselelerin hikmetine vakıf olamazlar. İşte bundan dolayı olmazcılıktan kurtulamazlar
İnkârcı olmazcılar ya tamamen inkâr ederler ya da saçma yorumlarla gerçeklerden uzaklaşırlar. Okumuş müslümanlar da müslüman halkı, hikmet muhtevalı hakikatlere yönlendirecek kıvamda olmadıkları takdirde Kur’an hakikatlerinden gafil kalırlar ve onlar da olmazcılıktan küme küme olur, ilâhî hikmetlere yabancı kalırlar.
Müslümanlar genelde gafil kaldıkları için âhiret yurdu hakkında yanılıyorlar. Günümüz gafil müslümanları âhiret âlemi olaylarından etkilenmiyorlar. Hem benlik duvarları arasına sıkışıp kalıyorlar. Bunun farkına bile varamıyorlar. Neticede İslam ümmeti virâneler ve harabeler manzarası sinyallerini artırarak vermeye devam ediyor.
Böyle bir gafletle cahilce yaşamaya alıştılar. Aşırı lüks hayatına daldılar. Beynelmilel kumar oyunu borsa kazançlarına umut bağladılar. Allah Teâlâ’nın lanetlediği faiz batağı bankalarda paralarını temerküz ediyorlar. Daha kötüsü bunlarla gururlanıyorlar. Karûn’u sollayacak kadar her şey benim olsun, ne varsa ben sahip olayım tehlike ortamda infakı unuttular. Hizmet bilincini kaybettiler. Vaziyeti idare etmek için de yüzeysel atraksiyonlarla bir şeyler yapma gösterişinde bulunuyorlar.
Ancak Rabbimiz Allah Teâlâ onların hiç birine biriktirdiklerinin artı değer sağlamadığını haber veriyor. Sorgulama gününde âkibetlerini ve perişanlıklarını vurguluyor; Ey iman edenler! Gerçekten Yahudi bilginlerinden ve Hristiyan râhiblerinden çoğu, insanların mallarını haksızlıkla yerler ve Allah yolundan saptırırlar; Hele altını ve gümüşü biriktirerek saklayıp onları Allah yolunda infak etmeyenleri sürekli acı veren azap ile müjdele. (Tevbe:9/34) diye de uyarmaktadır
Bunların hal, hareket ve âkibetlerini Müntekîm, Celil ve Cebbar Allah çok manidar tarzda haber vermektedir; Onlar, saf saf Rabbine arz edilirler. Sonra onlara şöyle denir: Gerçekten sizi ilk önce yarattığımız gibi çıplak olarak bize geldiniz.
Fakat size kıyamet için yaptığımız vaadimizi yerine getirmeyeceğimizi, sanmıştınız; değil mi? Kitap ortaya konulur. Ey Resûlüm Sen günahkâr suçluları o kitabın içinde olanlardan dolayı içleri titreyerek korktuklarını görürsün. “Vah bize, derler, bu kitaba ne oluyor, küçük büyük hiç bir şey bırakmayıp onları hesaba katarak kaydetmiş”! Onlar dünyada yaptıklarının hepsini önlerinde hazır bulurlar. Rabbin hiç kimseye zulmetmez. (Kehf:18/48, 49) Şimdi bunun karşısında her tür olmazcı hazır olsun.
Bunca kat’i ilâhî beyanlar karşısında oturup derin derin düşünmeliyiz! Biz de İsrailoğullarının “işittik isyan ettik” dedikleri gibi mi olacağız? Yoksa mümin müslümanlar olarak “işittik itaat ettik” deyip özümüze mi döneceğiz? Şimdi bakın…!
Yaygın halde çocukların bile cinayet işlediği, kaatil ve maktul çocukların artışını kim ve hangi olmazcı önleyebilecektir? Sevgiye, ilgiye ve korumaya çok muhtaç olan göz bebeklerimiz kız çocuklarımızı günâh batağından kim kurtaracak?
Bunca olumsuz ve dengesiz hayatta kim mutlu olacak? Esselamualeykum
İlhan Oral 05.10.2025