Cehaletin, paçalarından akıyor.
Cahillikle suçladığın insanlara, her türlü hakareti kendine hak görüyor, üstünlük taslıyorsun.
Her zaman ve her yerde ezmeye çalışıyor, her zaman ve her yerde eziliyor, daha bir hırsla yeniden saldırıyorsun.
Okuduğun kitapların, seni medenileştirdiğini zannediyor, kitap yüklü eşek olduğunu fark etmiyorsun.
Saman üretmenin, uçak üretmekten daha önemli olduğunu zannediyorsun.
Girdiğin kuyruk sonrası aldığın yemeğin 40 lira olması, bindiğin otobüsün yanmasından daha güzel geliyor sana.
Yürümeyen merdivenleri çıkmanın, geçmediğin köprünün parasını ödemekten daha kolay olduğunu sanıyorsun.
Bilmiyor ve duymuyorsun.
Hatta, düşünemiyorsun.
Şort, heykel, rakı ve beyaz leblebiyi hatırlıyor, birinin askeri olduğunu söyleyenleri duyunca, bir avuç tuzla koşuyorsun.
Zıp zıp zıplayarak, zıpçıktının birini kodesten çıkarabileceğini zannediyorsun mesela.
Devletin ne olduğunu unutuyor, hükümetle ikisi ayrı ayrı düşünemiyorsun.
Düşman olduğun ideolojiyi devirebilmek için devletle savaşıyorsun.
Devlete kafa tutuyor, silkelendiğin zaman ağlıyorsun.
Manda yoğurdu yiyeni eleştiriyor, İngiliz’e manda olmayı iyi bir şey zannediyorsun.
Sonuç olarak; Cehaletin, paçalarından akıyor.
Gerici ve yobaz değilim ben.
Sizin gibilerin anladığı şekilde çağdaş, ilerici hatta putperest, hiç değilim.
Allah’ın lütfettiği beyni kullanıyor, parti veya ideoloji ayırt etmeksizin, söylenenleri sorguluyor, her işi akıl süzgecinden geçiriyor, mihenk taşıma yani dinime uyup uymadığına bakıyorum.
Ona göre görüyor, ona göre duyuyor, ona göre konuşuyor ve ona göre yazıyorum.
Vesselam.
AYHAN KAYA / 1 MAYIS 2025